Haber

14 Mayıs Seçimlerinin Kaderini Değiştiren Ölüm: Mareşal Fevzi Çakmak

Türkiye, tarihinin en değerli seçimlerinden biri için sadece 33 gün sonra sandık başına gidecek. 14 Mayıs, sadece 2023’te değil, 1950’de de seçimlerin tarihiydi. Türkiye’de iktidar değişikliğinin yaşandığı ve Demokrat Parti’nin CHP’yi devirerek yönetimi devraldığı 1950 seçimlerinin talibi 14 Mayıs’tı. Ülke, seçimlere çok kısa bir süre kala bir ölümle kaderini değiştirdi. Öyle bir ölümdü ki, halının altına süpürülen bütün kinleri, öfkeleri, kırgınlıkları gün yüzüne çıkardı. Bu öyle bir ölümdü ki, büyük kitlelerin birikmiş öfkesi önce sokaklara, sonra sandıklara yansıdı… Öyleyse gelin; 73 yıl geriye gidelim ve bir 14 Mayıs hikayesinin izini sürelim. Ancak bu izi takip edebilmemiz için bilmemiz gereken bir kişi var. O kişinin adı Mareşal Fevzi Çakmak’tır.

Atatürk’le birlikte Türkiye’nin ikinci ve son Mareşali Fevzi Çakmak Paşa… 1920’lerden itibaren Atatürk’e “Gazi Paşa” diye hitap edildiğinden Fevzi Çakmak Paşa, önüne ve arkasına başka bir isim eklenmeden sadece “Mareşal” olarak anılırdı. .

Ölene kadar bu isimle yaşadı. İmparatorluğun Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı gibi üst düzey görevlerde bulundu. Milli Mücadele’nin ilk aylarında Kuvai Milliye’ye mesafeli bir tavır göstermesine rağmen İstanbul’un işgalinden sonra Mustafa Kemal’in liderliğini kabul ederek Anadolu’ya gitti.

Mustafa Kemal Paşa, İmparatorluğun Harbiye Nazırı ve aynı zamanda komutanı olan bu yiğit askeri Ankara girişinde büyük bir törenle karşıladı.

Fevzi Çakmak Paşa Ankara’ya gidip direnişe katıldığı için İstanbul’da hain ilan edilerek rütbe ve unvanları alındı.

Milli Mücadele’nin en kritik günlerinde, Eylül 1921’de, Yunan ordusunu Ankara önlerinde durduran ordunun başında Mustafa Kemal Paşa’nın yanındaydı.

23 gün 23 gece Ankara’yı savunan ordunun iki komutanından biri oldu. Bir yıl sonra, Büyük Taarruz’un ön saflarında yer aldı. Dumlupınar’daki zaferden sadece bir gün sonra Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle kendisine ‘Mareşal’ rütbesi verildi.

Hayatının geri kalanında bu rütbe ile anılacaktı. Cumhuriyet’ten sonra Atatürk, “Ya siyaset ya askerlik, ikisi birden değil” açıklamasının ardından diğer paşalardan farklı olarak askerliği tercih etti.

Genelkurmay Başkanı olarak devam etti. 1944 yılında İnönü tarafından emekliye ayrıldı.

Mareşal, yatıştırılmasıyla fena halde şımarmıştı. İnönü’nün Atatürk’ün kendisine gösterdiği saygı ve hürmeti göstermediğini düşünüyordu.

Bu inançlarla siyasete girmeye karar verdi. Celal Bayar, 1946 seçimlerinde DP’nin milletvekili adayı olarak Mareşal’i aday gösterdi. Seçildi. Milletvekili oldu. Ancak DP’de istediği alanı bulamayınca istifa etti. 1948’de Millet Partisi’ni kurdu ve onursal başkanı oldu.

1950 seçimlerine Osman Bölükbaşı ve Mareşal Fevzi Çakmak gibi büyük isimlerle hazırlanan Millet Partisi, ciddi bir halk desteği almayı başardı.

Yorumlara göre, DP’yi fazla ‘yumuşak’ ve ‘CHP’nin mutabakat partisi’ olarak gören öfkeli halk kitleleri, Mareşal’in partisine destek vermeye hazırlanıyordu. 1960’ların sonunda filizlenecek olan İslamcı siyasetin öncüsü olan kitlelerin tercihi milletvekili oldu.

Bu durum aslında dolaylı olarak CHP’ye yaradı. Milletvekilinin yükselişi DP’nin oylarını bölecek ve böylece CHP hızla birinci parti olacaktı.

Ancak seçimlere sadece bir ay kala, 10 Nisan’da acı haber geldi. Mareşal vefat etti. Merasal’ın ölümü büyük bir fay hattının çatlamasına neden oldu.

İnönü’nün devlet radyosunun müzik yayınına devam etmesi üzerine CHP’li kitleler sokaklara döküldü.

Taksim Gazinosu ve çok sayıda sinemanın camları kırıldı. Ertesi gün naaşı Eyüp Sultan Camii’nden kaldırılırken cenaze namazına yüz binlerce kişi katıldı. İsmet İnönü aleyhine sloganlar atıldı. Yine büyük şeyler oldu.

Tabut top arabasına konulmasına rağmen halk tarafından taşınmıştır. Cenazenin ardından olaylar büyümüş, bazı CHP binaları basılmıştı.

Arapça ezan yüksek sesle okundu. Birçok kişi tutuklandı.

Hedef Cumhurbaşkanı-Milli Şef İsmet İnönü idi ama olayların asıl kazananı Celal Bayar oldu. Bu ölüm DP için tam anlamıyla bir piyangoydu ve ikramiye Celal Bayar’a gitti.

Mareşal ölünce milletvekillerinin tüm oyları blok olarak DP’ye aktı. 14 Mayıs 1950 tarihi geldiğinde Türkiye beyaz devrim haberleriyle uyandı. DP, kendi oylarının yanı sıra milletvekili oylarını da pekiştirerek CHP’nin 27 yıllık iktidarına son verdi. Tek başına hüküm sürdü.

Siyasette hangi gelişmenin kime fayda sağlayacağı kestirilemez. Mareşal ölmeseydi DP ve Milletvekili en büyük iki rakip olacaktı, CHP düşmanlığı ve Mareşal’in beklenmedik ölümü iki partinin tabanlarını birleştirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu